Geçenlerde arkadaşım köpeklerle yakından ilgilendiğimi bildiği için tüm itirazlarına rağmen ev arkadaşının bir köpek almak istediğini söyledi. Böylesine köpek almak istemesinin nedenini anlamak oldukça basit benim için. Kim o şirin yavrunun sadık ve duyarlı bir köpek dosta dönüşeceği hayaline karşı koyabilir? İşin ciddiyet isteyen ve değerlendirmesini yapamadığı yönü ise bir köpeğe sahip olma isteğinin çok ciddi bir sorumluluğu da beraberinde getirmesi gerektiği sanırım. Anlattığına göre arkadaşı fena halde bir Rotweiller yavrusu almaya takmış. Rotweiller’lar güçlü koruma güdüleri olan inanılmaz derecede sadık ve zeki köpeklerdir. Bu denli ayrıcalıklı özelliği hakketmek sadece parayla satın alınmasıyla elde edilebilecek bir fırsata dönüşmemelidir. Anlattığına göre arkadaşı bir kaç ay önce yine eve getirdiği bir Rotweiller yavrusunu tuvalet ve yalnız kalamam problemlerinden dolayı kendi rızasıyla geri iade etmek zorunda kalmış. Köpeğin gündüz kimse yokken nerede kalmasının planlandığını sordum. Bana eliyle küçük bir tuvalet boyutunda dikdörtgen çizerek arka balkonlarını tarif etti. Büyümekte olan bir dev ırk köpek yavrusu için ne ideal bir ortam? Küçükken oturduğumuz mahallede koca bir Alman Çobanına irice bir yemek masası büyüklüğündeki bir balkonda bakan birilerini tanıyordum. Köpek balkondayken durmaksızın havladığını dışarı çıktığında ise hiper aktiviteden insanları nasıl da korkuttuğunu bugün gibi hatırlıyorum. Türkiye’de pek çok insanın eve pek sokmadan köpeklerini balkonda bakabileceklerini hayal etmelerini bunca zamandan sonra elle tutulur bir inanca dahi dayandırılabileceğine inanmıyorum. Altında yatan gerçek neden “bakamazsak vermek zorunda kalırız” ihtimaline ister istemez inanmaktan kendilerini alamamaları. Böylece başka bir masum yavru daha bilinmeze gönderilecek. Bu toplumsal bir davranış biçimi falan mı oldu? Hangi ırk olursa olsun yavru köpekler yakın kontrol ve bakıma gereksinim duyar. Çünkü onlar hala birer bebektir. Dünya hakkında sadece annesinin yanındayken doğum kutusunun çevresinde görebildikleriyle sınırlı bilgiye sahip bir yavruyu düşünün. Kim evde günde sadece bir kaç saat ev ahalisiyle yakın ilişki içinde olması dışında her hangi türden bir yavrunun (insanın bile) tek başına bu büyük yalnızlığı kaldırabileceğini iddia edebilir? Bu dönemler dikkatle sosyalleştirilmesi ve ilk temel kuralların yavaş yavaş tutarlı bir şekilde ona verilmesi gerektiği inanılmaz derecede kritik dönemlerdir. Travmatik olaylara (çocukların kucağından düşme, daha iri bir köpekçe hırpalanma, merdivenlerden düşme vs) imkan vermeden mümkün olduğunca çeşitli türden canlı ve durumla yavrunun hafızasında pozitif çağırışımlar bırakarak tecrübeler yaşaması sağlanmalıdır. Gelecekte kendine güvenen, sakin ve dengeli bir köpeğe sahip olmak için bu çok önemlidir. Kritik sosyalleşme dönemi 1.5-4 ay arasıdır. Çoğu insan bilgisizlikleri nedeniyle bu en önemli fırsatı atlar. Yavru eğitiminin bana göre püf noktası köpeğin erişkin olduğunda yapmasına izin vermeyeceğiniz şeylere (üzerinize atlayıp ısırarak oynaması, mobilyaların üzerine çıkması, eski de olsa ayakkabılarınızı kemirmesi, kediyi kovalaması vs) yavruyken de izin vermemek ve daha sonra kötü bir alışkanlığa dönüşebilecek hataları işlemesine en baştan izin vermemektir. Bu da köpeği sabah 8 – akşam 7 arası evde yalnız bırakarak sağlanamaz. Köpeklerin çağrışımsal hafızaları yoktur ve 10 dakika sonra dahi kemirdikleri ayakkabı ya da halıdaki ıslaklıkla sizin ona çıkışmanız arasındaki bağı kuramaz. Elinize tek geçen artık bu kadarına da dayanamayacağınız hissi ve sizden korkan şaşırmış bir köpektir. Düzenli bir tuvalet alışkanlığı için başlarda köpek kesinlikle en az bir kaç saatte bir dışarı çıkarılmalıdır. Bu amaçla bir arkadaş ya da komşudan yardım isteyebilirsiniz. Yavrunun tüm evde özgürce dolaşması da belaya açık davetiyeden başka bir şey değildir. Akşama şanslıysanız pisletilmiş halılar, devrilmiş saksılar, kemirilmiş ayakkabı ve terliklerle karşılaşır; kemirdiği elektrik kablosu ya da merakla tadına baktığı bir temizlik maddesi hatta fare zehir’i nedeniyle cansız bir bedeni halının üzerinde bulmanın dehşetini tecrübe etmezsiniz. Her yıl kaç yavrunun bu şekilde yaşamını kaybettiğini sormayın bile. Yavru ona ilk derslerini veren annesinden ayrıldıktan sonra çevresinde ona yol gösterici ve anlayışlı; ama kesinlikle disiplinli bir lider görmeye gereksinim duyar. Bu dönemde yeni dahil olduğu ailenin kurallarına yavaş yavaş adapte olurken (bu ortalama bir yıl alır) şahit olduğu dış ve yabancı dünyanın karşısında karakteri biçimlenir. Gelecekte tecrübe edeceği durumlara ne tür reaksiyon göstereceği böylece belirlenmiş olur. Bilinçli kim süratle akıp giden bu kısa; ama çok önemli dönemde istediği gibi yönlendirebileceği yavruyla olan ilişkisini onu her gün uzun süre yalnız bırakarak tehlikeye atmayı ister? Yavru tabii ki yalnız kalmayı öğrenmelidir. Kendine zaman zaman yetmeyi bilmeyen bir köpek, siz kapıdan çıktıktan sonra vaktini uluyarak ya da evi yiyerek geçirebilir. Ancak, bu duruma kademeli olarak alıştırılması gerekir. Yavru diş değiştiriyorsa kemirecek yer arayacağından kapıdan çıkarken nelere davetiye çıkardığınızda emin olmanız gerekmektedir. Zaten yalnız kalmak köpek için başlı başına doğal olmayan bir durumdur. Sürü hayvanı olan köpek sürüsünden yani bu durumda insan ailesinden uzak kalması için kendince doğal hiç bir sebep göremeyebilir. Onu terk etmediğinize ve evde uslu bir şekilde yalnız kalmasının ödüllendirici bir şey olacağına onu inandırmalısınız. Bu tamamen bir eğitim sürecidir. Çok az köpek kendiliğinden bu beceriye sahip olur. Yavrunun aşıları tamamlandıktan sonra onun baş öğretmeni olarak yapmanız gerekenleri şöyle sıralayabiliriz: Yavruyu komşularınız ve özellikle çocuklarla tanıştırın. Bırakın birbirlerini incitmeden sakince oynasınlar. Çocuklar daima köpekler için pozitif canlılar olmalıdır. Yavruya ellerinden yiyecek küçük şeyler vermelerini sağlayın. (Asla kontrolsüzce bağırıp çağıran, hayvanı ürküterek paniklemesine neden olan haşarılarla yalnız bırakmayın) Sıra çevredeki diğer canlılarda. Ne yazık ki her erişkin köpek yavrulara karşı tolerans göstermez. Tanıdığınız kişilerin iyi huylu köpekleriyle yavrunuzu tanıştırın. Arkadaş edinmesine izin verin. Oyun, sosyal köpek davranışını öğrenebileceği en önemli fırsatların başında gelir. Parkta da yavaş yavaş itaat eğitimine devam edin; fakat yavru dikkatini çok kısa bir süre tek bir konu üzerinde odaklayabildiğini sakın unutmayın. Seansları başta çok kısa tutun. Onu çağırmanızın tek nedeni tasmasını takıp eve gitmek olmamalıdır.Yavruyu ara ara yanınıza çağırın; ödüllendirin ve arkadaşlarının yanına geri yollayın. Size gelmenin her zaman iyi bir şey olduğundan emin olması gerekir. Asla cezalandırmak için yanınıza çağırmayın. Bazı ırklar daha bağımsızdır. Onları belki de sadece kapalı alanlarda serbest bırakmak zorunda kalabilirsiniz. Sırf insan olduğunuz için köpek her dediğinizi yapmak zorunda değildir. Kalabalık caddelerde dolaşın. Arabaların yanından geçin. İnsanların ona yaklaşmasına izin verin. Erişkin olduğunda dost ve düşmanı doğru değerlendirebilmesi için her şeyden önce kendine güvenmeyi öğrenmelidir. Sürekli saldırmaya hazır , göz dağı veren bir köpeği bu hale getiren korku ve ne olacağını kestirememesidir. Bankta her gün artan sürelerle oturarak yavrunun “otur/bekle” komutu üzerindeki becerisini arttırın. Gözünüz üzerindeyken bir dükkana girin ve dışarıda ona “bekle” komutuyla siz dönünceye kadar beklemeyi öğretin. Geri döndüğünüzde onu ödüllendirin. Her zaman bağlı olmasına dikkat edin ve bekleme süresini en başlarda bir kaç dakikayla sınırlandırın. Asla kedileri ya da başka canlıları kovalamasına izin vermeyin. Başta eğlenceli gelse de erişkin olduğunda bir kedi katiline dönüşecektir. Asla sizi nasıl koruyacağını ona öğretmek adına başkalarına saldırmaya cesaretlendirmeyin. Her insan polis olamayacağı gibi her köpek bu göreve uygun olmayabilir. K-9 diye tanınan köpekler belirli ırklardan özenle seçilen ve özel eğitimden geçen uzman köpeklerdir. Her Rottweiler ya da Alman Çobanının bir profesyonele dönüşmesini ummayın. Her aklına koyan cebinde silahı koyamayacağı gibi her köpek de acar bekçi ve koruma köpeği olmayacaktır. Bazı ırklar bu amaçla üretilmişken bazıları üretim amaçları nedeniyle yabancılara dahi dostça davranırlar. Yavrunuzun erişkin boyutlarına ulaştıktan sonra uzun süre daha koca bir bebek kalacağını unutmayın. Özellikle de dev ırk köpeklerin olgunlaşması 3 seneyi bulur. Sabırlı olun. Oyundan başka bir şey düşünmediği için ona kızmayın. ..ve her şeyden; ama her şeyden önce köpeğin hatalarını cezalandırma değil doğru davranışlarını ödüllendirme anlayışına dayalı bir eğitim programı uygulayın. Disiplinden vazgeçmeden ikinizi de mutlu edecek olaylara onu yönlendirirken davranışlarını okuyarak hata yapmasına en baştan fırsat verecek ortamlardan onu uzak tutun. Yavru köpek bakımı özellikle de yaşamlarının ilk 1-1.5 yılını alan sabırlı ve tutarlı bir eğitim ve kontrol gerektirir. Onun hayatınıza tam anlamıyla uyum sağlamış bir dosta dönüştürmek istiyorsanız bu şansı ilişkinize en baştan tanımaya kararlı olmalısınız.
Yorumlar